Sosyal Medya

Güncel

Batı’ya ait kavram ve bakışlarla var olunamayacağı biliniyor; ama vazgeçilemiyor- Ali Haydar Haksal

Kendilerine yakın olan, ruhları örtüşenleri zamana bırakmadan halkaya dâhil ettiler. Türkiye yüzünü Batı’ya çevirdiğinden beri kendisini oraya ait görüyor ve bunun hayalini kuruyor. Gelecek umudunu da tamamen bunun üzerine kuruyor. Bu, Türkiye’nin tek ideali. Devlet yönetimi, bürokrasi ve bu milleti çekip çevirenlerin tek hedefi. Yetmiş yıllık bir zaman tükenip gitti. Bir yetmiş yıl daha geçse sonuç değişmeyecek. Batı’ya ait kavram ve bakışlarla var olunamayacağı biliniyor. Biliniyor ama vazgeçilemiyor.



İnsanın gözü içinde bulunduğu anda geleceğe dönük. Gelecek hayal ve umudu. Olmasını beklediği veya hayalini kurduğu bir dünya. Gelecek umudu karşılanabileceği hayaller üzerine kurulur. Olması asla mümkün olmayan ya da insan ömrünün boşa tükeneceği bir yolculuk hayır getirmez. Emekler boşa gider. Olması gereken ve olabilen üzerine hayaller kurulabilir.
Müslümanların bu dünyada yüzyıllardır süregelen deneyimleri var. Bunlar yaşanabilenler ile sonuçlananlar ya da sonuçlanamayanlardır. Deneyimler, yaşanmışlıklar. Sonuçsuz kalanlara ya da olması olası olmayanlara yeniden girişmek emek ve zaman israfı olur.
 
1950’li yılların başından beri Türkiye AT’e girmek için müracaatta bulundu. YetmiÅŸ yıla yakın bir zamandır bu. AT, Katolik Hıristiyanların ümmet birliÄŸidir. Bu birlik daha sonra AET, ÅŸu anda da AB’dir. Kendilerine yakın olan, ruhları örtüşenleri zamana bırakmadan halkaya dâhil ettiler. Türkiye yüzünü Batı’ya çevirdiÄŸinden beri kendisini oraya ait görüyor ve bunun hayalini kuruyor. Gelecek umudunu da tamamen bunun üzerine kuruyor. Bu, Türkiye’nin tek ideali. Devlet yönetimi, bürokrasi ve bu milleti çekip çevirenlerin tek hedefi. YetmiÅŸ yıllık bir zaman tükenip gitti. Bir yetmiÅŸ yıl daha geçse sonuç deÄŸiÅŸmeyecek.
 
Batı’ya ait kavram ve bakışlarla var olunamayacağı biliniyor. Biliniyor ama vazgeçilemiyor.
 
AB ülkeleri mensupları bir millettir. Katolik Hıristiyan milleti. Ä°slâm’ın doÄŸuÅŸundan ve geliÅŸmesinden beri karşılıklı büyük çekiÅŸmelerin, mücadelelerin olduÄŸu biliniyor. Batı, tahammülsüz, kedilerine uymayanlara asla hayat hakkı tanımıyor. Tanısa bile kendi kontrolünde olduÄŸu sürece. Müslümanların palazlanmalarına asla izin veremez
 
Müslümanlar yüzlerine kendilerine dönük bir hâle getirmedikçe bütün hayalleri boÅŸadır. Modern Batı’nın olanaklarından veya refahından yararlanmayı ummak onu ne özgür ne de kiÅŸilikli kılar. Ãœvey olma konumundan veya alt sınıfından asla kurtulamaz.
 
Batı ülkelerinden kendilerinin aynı konumda olmayı beklemek safdillik olur.
 
Yaşanmakta olanlara bakıldığında bir hayal kırıklığı var. Beklenen ve olması gereken bir hayal kırıklığı. Muhafazakârlar dâhil gelecek umutlarını, özgürlüklerini, adalet duygularını, refahlarını onlardan bekliyorlar. Onlarsız bir hayat düşünülemiyor. Yaşanan geçici hayal kırıklıkları ve dalgası geçtikten sonra yeniden bu boş hayalin süreceğinden kuşku yok. Eğer onların bu tutumlarına karşı samimi duruluyor ise atılacak önemli adımlar bulunuyor. Hamasi dalgalanmalara kapılmadan Müslümanların gelecek hayalinin gerçekleşebileceği hedeflere ve adımlara yönelmek.
 
Müslümanların yetirince hasmı ve düşmanı var. Düşman sözcüğünü dilime almak istemiyorum. Ne yazık ki Batı, Müslümanları düşman olarak bellemiş, öyle görüyor. Çünkü kendi kurguları da bunun üzerine kurulu.
 
Müslümanlar öncelikle kendi aralarındaki husumet ve kinleri, öfkeleri dindirmeli gülen ve sevimli bir yüz ile birbirine yönelmeli. Şu zamanda en çok ihtiyaç duyulan durum. Bu, bütün bir coğrafyaya yayılmalı. Özellikle meşrep, mezhep ve siyasal çekişmeleri bırakılmalı. İslâm milletinin gelecek umudu yeniden canlanmalı. Refah ve huzur ancak kendi çabalarıyla sağlanabilir.
Hamasi çıkışların asla hiçbir zaman yararı yok. Geçmiş zamanda yaşanmış benzerliklerin yinelenmesi ne yarar sağlayabilir ki? İtalyanların kravatlarını ezmek, Rusları yerle bir etmek sonunu getirmek, portakal rengi sembolleridir diye portakalları ezmek, suyunu çıkarmak işin hamasi komedisi.
 
Ekonominin ve sermayenin gücü bu söylenenleri boÅŸa çıkarır havaları da söndürür. BoÅŸa çekilen kürekler, harcanan enerjiler ve emeklerden sonuç alınmıyor. Büyük hedefe ve ideale yönelinmedikçe basit ve sıradan ve saçmalıklardan baÅŸka bir ÅŸey yapılmış olmaz. Hamaset ile Rusya’ya karşı köpürtülen duygular sonrasında yaÅŸananlar ortada. DenenmiÅŸ hamasi duygular hep sonuçsuz kalıyor. Geçici çıkarlar kalıcı zararlardan çok daha azdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.